2 Nisan 2013 Salı

KAHPERENGİ

HANDE ALTAYLI - DOĞAN KİTAP

www.kitapyurdu.com'dan satın al

Hande Altaylı'yla tanışmamı sağlayan kitaptır. O kadar sıcak, o kadar içten bir hikayeyle karşılaşıyorsunuz ki, kitap bittiğinde sanki arkadaşınızı kaybetmiş gibi oluyorsunuz. 

Yaslıhan'da küçük bir kasabada annesi, babası, abisi ve kızkardeşi ile yaşayan Narin ve 12 yaşından beri sevdiği Fırat'ın hikayesi. 

Narin devamlı babasından dayak yiyerek büyümüş, okuma arzusu ile yanan genç bir kız. Kasabalının desteğiyle okumaya çalışıyor. Babası aslında başkasını seviyorken, zorla annesi ile evlendiriliyor ve bunun hıncını çocuklarından ve özellikle Narin'den çıkarıyor.  

Narin üniversiteyi okumak için kasabadan İstanbul'a kaçıyor. Böylelikle hem ailesinin hem de Fırat'ın izini kaybediyor. Taa ki aradan geçen onca yıldan sonra avukat olan Narin en yakın arkadaşı Deniz'in evinde verdiği partide, Deniz'in kızkardeşinin erkek arkadaşı olan Fırat'la karşılaşıncaya dek. Narin'in dünyası alt üst oluyor, geçmişe bir sünger çektiğini düşünen, fakat Fırat'la karşılaşınca yeniden kendini onun aşkına kaptıran ve bunun için kendinle mücadele eden biri haline geliyor. 

Narin ve Fırat'ın hikayesini, Narin'in ailesinin başına gelenleri nefesinizi tutarak okuyacağınız, içimizden birinin sıcacık hikayesi.   

Özel bir televizyon kanalında "Merhamet" adıyla dizisi yayınlanmaya başladı. Gerçi dizinin adını pek bağdaştıramadım ama kitabı bu kadar beğendikten sonra dizisinin de sıkı bir takipçisi oldum. Eğer sizde kitabı okuduysanız ya da okumayı düşünüyorsanız dizisini de takip etmenizi öneririm.

ARKA KAPAK

Romanları yayımlandığında en çok satanlar listesinden aylarca inmeyen Hande Altaylı'dan yaşamın içinden, samimi ve sarsıcı yeni bir roman.

O sabah yatakta gözlerini açtığında ise kendini iyi hissetmiyordu. Bir gece önce Fırat'ı görmek dengesini altüst etmişti. Geçmişin asla sandığımız kadar uzakta kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmek, yeteri kadar uzağa gidemediği kaygısını doğuruyordu. Yoksa yıllar geçtikçe güçleneceğine, zayıflıyor muydu insan? Olgunlaşacağına koflaşıyor, dayanıklılığını yitiriyor muydu? Öğreneceğine unutuyor, bildiklerinden şüpheye mi düşüyordu? Geride bıraktığı onca şeyden ve onca yıldan sonra böyle yaprak gibi titremek, kendini başa dönmüş gibi hissetmesine yol açıyordu. Yürümüş, yürümüş ama hiçbir yere gidememişti. Belki de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin anlamına geliyordu.

Küçük bir Anadolu kasabasından İstanbul'un ışıklı gecelerine uzanan bir yolculuğun hikâyesi. Sevginin değil, mecburiyetin birlikte tuttuğu bir ailede büyüyen Narin ilk kez âşık olduğunda yolların nihayet daha büyük yollara bağlandığını, o büyük yolların da başka şehirlere, ülkelere kavuştuğunu anlar. Ve biri gittiğinde arkasında bir yol bıraktığını. Ama o yolların nefrete, ihanete de açıldığını anlaması için aradan yılların geçmesi, dostlukların sınanması, kaybedilenlerin bulunması gerekecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder