27 Nisan 2013 Cumartesi

İZMİR'DE KİTAP FUARI İZLENİMLERİ

İzmir'e baharın gelişi benim gibi kitap kurtları için kitap fuarından belli olur. 

Sizlere bu yılki kitap fuarında yaşadıklarımı ve izlenimlerimi aktarmak istiyorum.

18. İZMİR KİTAP FUARI


İlk önce Yabancı Yayınları standını gördüm. Aynı zamanda İthaki yayınları da yazıyor. Yabancı Yayınları mısınız, İthaki yayınları mı dedim. İkisi de biziz buyrun dediler. "Ölümcül Tür Üçlemesi"ni gördüm ne kadar dedim. 53 TL dediler. E dedim İlk Nokta'da bile daha düşük. İlk noktanın yetkilisi benim dedi adam :) o kampanyaları biz yapıyoruz. O zaman dedim daha bile ucuza vermeniz lazım böylelikle 3'lü seriyi 4 taksite 40 TL'ye aldım.

Birde standta Beyaz Kitaplar Seçkisini ( Dr. Moreau'nun Adası - Frankenstein - Dracula - Görünmez Adam) gördüm. Bu serinin kitap tasarımlarını aynı bey yapmış. Üzerinde yapılan pazarlıklar sonucu bu seriyi de 40 TL'ye aldım. Ama eve gelince İlk Nokta'nın sitesine girip baktım ve anladım ki bu seride biraz kazıklanmışım. Çünkü sitede 35 TL satış fiyatı vardı :(

Martı yayınlarında birçok kitapta %50 indirim vardı. 

Bu seneki kitap fuarı geçen seneye göre daha ucuzdu. 

Pegasus standı bir köşesini tamamiyle geçtiğimiz yılın çok satanı olan Elli Ton Üçlemesi'ne ayırmıştı. 

Ejderha Dövmeli Kız ile başlayan İskandinav yazarlarına olan merakım James Thompson'un kitaplarını okumaya itti beni. Yazarın ilk iki kitabı olan Kar Melekleri ve Şeytanın Gözyaşları'nı  Ephesus Yayınevi standında gördüğüm anda almalıyım dürtüsü ile gidip aldım. Çünkü bu yazarların yıllık büyük bir bölümünü gece ortamında geçirdiklerinden olsa gerek müthiş bir yazım güçleri var.

Daha kaçırmış sayılmazsınız. Bugün ve yarın da fuar açık. Üstelik son gün birçok yayın kuruluşu kitaplarda daha da indirim yaparak çok ucuza verebiliyorlar.

18. İZMİR KİTAP FUARI

Bugün ve yarınki imza günlerin de  Aret Vartanyan, Ataol Behramoğlu, Ayşe Kulin, Aziz Üstel, Buket Uzuner, Can Dündar, Canan Tan, Cezmi Ersöz, Doğu Yücel, Esra Erol, Füsun Önal, İpek Ongun, Muzaffer İzgü, Pakize Suda, Sinan Meydan, Tuna Kiremitçi, Uğur Dündar gibi pek çok yazar var. Yazarların imza tarih ve saatleri için detayları buradan öğrenebilirsiniz.  

Herkese iyi kitap okumalar..


25 Nisan 2013 Perşembe

Canan Tan



Ankara'da doğan yazarımız, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Kendisi değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda birçok derece ve ödül aldı. Yeni Asır (İzmir) Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. Milliyet Pazar'da, güncel olayları esprili bir dille yorumlayan yazıları yayımlayan Can, Mimoza dergisinde Çuvaldız, Kazete adlı kadın gazetesinde Kazete-Mazete adlı köşelerde yazılar yazdı. On tane kitabı basılan yazarın kitaplarından, üç tanesinin üçüncü, altı tanesinin de ikinci baskısı yapıldı.


ISSIZ ERKEKLER KOROSU

CANAN TAN - ALTIN KİTAPLAR
www.kitapyurdu.com'dan satın al


Kitabı az önce bitirdim ve sıcağı sıcağına sizlerle paylaşmak istedim. Ademoğlu Pansiyonda yaşanan bir fasıl gecesi ve geceye katılan tüm erkeklerin yürek burkan hikayelerini anlatıyor. Hikayeleri mûsikiyle birleştirmiş olması çok güzel bir tat vermiş.  

Ademoğlu Pansiyonun işletmecisi Recep, pansiyonunda yalnızca erkeklerin katıldığı bir fasıl gecesi düzenler ve bu gece için tüm pansiyon müşterilerini, eşini, dostunu çağırır. Hep birlikte yemekler, mezeler yenir, içkiler içilir. Ve saz heyetinin çaldığı Hicaz, Uşşak, Rast, Nihavent, Segâh makamlarında dillerden düşmeyen Şimdi Uzaklardasın, Dönülmez Akşamın Ufkundayız, Yok Başka Yerin Lûtfu Ne Yazdan Nede Kıştan gibi şarkılar çalınıp hep bir ağızdan söylenir.

Ev sahibi Recep ise konukları Vecihi, Yusuf, Haşim, Nizam, Vedat, Raşit'i dolaşarak istek şarkılarını alır ve saz heyetine iletir. İstek şarkılar çalarken de acaba bu şarkıyı neden istedi, ne gibi anıları vardı diye düşünürken tüm konukların tek tek başlarında geçen hikayeler aktarılır.

Tüm karakterlerin hikayeleri birbirinden etkileyici, yazsam roman olur denecek tarzda. Ben en çok Yusuf ve Haşim'in hikayelerinden etkilendim. Ama kitabın sonunda müthiş bir final bekliyor sizleri.. Recep'in hikayesi herkesten daha da etkileyici.

Sizlerde en çok kimin hikayesinden etkilendiğinizi bizimle paylaşabilirsiniz.

Canan Tan'ın okuduğum ilk kitabıydı. Keşke daha önceden okusaydım diyorum. Ama yinede böyle bir yazarla tanıştığım için çok mutlu oldum. Bundan sonra başucu yazarlarımdan biri haline gelecek. 

Sizlere kitabın içinden dizelerle veda etmek istiyorum. 

Beni öyle bir yalana inandır ki,
Ömrümce sürsün  doğruluğu.....
                               Özdemir Asaf 

ARKA KAPAK

Âdemoğlu Pansiyonda bir fasıl gecesi... Müşterilerin hepsi erkek! Ezilen, horlanan, acı çeken, ağlayan, üşüyen, hatta dayak yiyen erkekler onlar. Her birinin ayrı bir hikâyesi, o hikâyenin içine nakşolmuş ayrı bir şarkısı var. Ve tanıdık birkaç yüz... Pirayenin Haşimi, Yüreğim Seni Çok Sevdinin Muratı ve eskilerin Eylemcisi Vedat da orada. Issız erkeklerden oluşan muhteşem koro eşliğinde şarkılarını söylüyorlar. Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır! sözü verenler... Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, diye sitem edenler... Şimdi uzaklardasın, diyerek hiç dönmeyecek sevgililerine seslenenler... Onların hikâyelerini paylaşırken, şarkılarında da kendinizi bulacaksınız.

19 Nisan 2013 Cuma

Linda Howard

Asıl adı Linda S. Howington olan yazar,  3 Ağustos 1950'de Amerika'da doğmuştur. New York Times'ın en çok satan kitaplar listesine giren, 1982 yılından beri kitap yazmaya devam eden yazar, kocası Gary F. Howington ile Alabama'da iki golden retrieversıyla yaşıyorlar. 3 tane üvey çocuğu ve üç tane torunu var. Yazarın Türkçeye çevrilen kitapları haricinde 27 tane daha kitabı bulunmaktadır.

 

 

 

Türkçeye Çevrilen Kitapları

Hep Senin Yanındayım - 1995
O Gecenin Ardından - 1995
Sweeney - 1998
Bay Mükemmel - 2000
Av Mevsimi - 2001
Ölümcül Hata - 2004
Yakın ve Tehlikeli - 2007
Kara Melek - 2008
Alev Alev - 2009
Fırtına - 2010
Aşk Tuzağı - 2010


Ödülleri

2005 yılında Romance Writers of America ödülünü almıştır.

ALEV ALEV

LINDA HOWARD - FORMAT YAYINLARI

www.kitapyurdu.com'dan satın al


Linda Howard'ın güzel kitaplarından bir tanesi daha. Ancak çevirisi berbat yapılmış. Eğer İngilizceniz iyi ise kitabın orjinalini okumanızı tavsiye ederim. Roman bir gemide geçtiği için tam deniz kıyısında okunabilecek bir kitap. Heyecan ve aşk tam dozunda yazılmış abartıya kaçmadan.   

Et paketleme fabrikasında çalışan Jenner'in hayatı piyangodan kazandığı yüklü miktar para ile tamamiyle değişiyor. Sevgilisini, babasını ve en yakın arkadaşını kaybediyor.

Aradan geçen 7 yıl içerisinde Jenner kendine yeni ve lüks bir yaşam kuruyor. Arkadaşı Syd ile hayır için düzenlenen bir gemi seyahatine çıkmaya karar veriyorlar. Bu seyahat Jenner için bir dönüm noktası oluyor. Geminin sahiplerinden Larkin piskopat bir milyoner. Kendisi beyin kanseri ile mücadele ediyor ve kendisi ölecek diye herkesin ölmesini istiyor. Bu sebeple geminin her tarafını bombalarla donatıyor. Larkin'i takip edip neler peşinde olduğunu öğrenmek isteyen gizli ajan yakışıklı Cael ve ekibi de işbaşında.

Jenner'in suiti Larkin'in bitişiğinde olduğundan Jenner, Cael ve ekibi tarafından alıkonuluyor. Cael Larkin'in her yaptığından bilgi sahibi olmak için Jenner'ın suitine yerleşiyor ve 10 gün boyunca aynı odada kalıp, kız kaçmasın diye elini kendi eline kelepçeleyerek aynı yatakta yatıyorlar. Geminin diğer yolcularına karşı da sevgili rolü oynuyorlar. Bu oyun sonucunda kaçırılan ve kaçıranın arasındaki çekimin aşka dönüşmesine şahit oluyorsunuz.

ARKA KAPAK

Jenner Redwine lotoda büyük ikramiyeyi tutturunca hayatı tümüyle değişir: fakir bir kadın olarak uykuya yatan Jenner, uyandığında artık bir milyonerdir. Arkadaşları ve babası, tüm masraflarını Jenner'ın üzerine yıkmaya başlayınca genç kadın en geç beş yıl içerisinde meteliksiz kalacağını anlar ve zor olsa da, yalnızca parası için yanında olup, onu sömürmeye çalışan insanların hepsiyle ilişkisini kökten keser ve Florida'ya taşınır.

Yeni hayatında etrafı zengin insanlarla çevrilidir ve Jenner, üzerinden yedi yıl geçmiş olsa da hala tam anlamıyla çevreye uyum sağlayamamıştır; parasal zenginliği, içindeki manevi boşluğu doldurmaya yetmemiştir.

Yaşadığı muhitteki tek yakın arkadaşı olan Sydney Hazlett, Hawaiiye yardım amaçlı yapılan bir deniz seyahatine birlikte katılmayı teklif ettiğinde, Jenner gönülsüz de olsa kabul eder ve bu seyahat, genç kadının hayatını bir kez daha değiştirecek anların yaşandığı yer olacaktır. Jenner, kendisini kaçıran adamın büyüsüne kapılacak, kaderin oynadığı anlaşılması güç oyuna boyun eğecek ve kendini, uzun zamandır kapısını çalmayan çılgınca bir aşkın kollarına bırakacaktır.

ÖVGÜLER

Ödüllü yazar Linda Howard, aşk-macera ikilisini şüphesiz en etkili biçimde bir araya getiren isimlerden.
Barnes&Noble

Kâbusa dönen bir gemi yolculuğu ve tutkulu bir aşk. Howard sizi tutku rüzgârının önüne katıp götürecek.
Amazon.com

Para her şeyi değiştirir diyenler haksız sayılmazlar. Linda Howard'ın heyecan dolu romanı Alev Alev'de değişimler öyle hızla meydana geliyor ki, kendinizi kaptırmamanız imkânsız. Kalbinizi durduracak şiddette romantizm, tehlike, ucunda servet değerinde paraların döndüğü riskli işler ve lüks bir gemide düzenlenen bir yardım gezisi Linda Howard'ın elinde yoğrulunca, sonuç elbette ki başarılı oluyor.
Observer

Linda Howard kendini sürekli geliştiren bir yazar ve bu eseri Alev Alev, diğerlerinden çok farklı bir tarzda yazılmış ve okuyucuya bambaşka bir tat veriyor. Heyecan, macera, drama ve güldürü, hepsi bir arada.
The New York Times

Howardın bir oturuşta bitireceğiniz, keyifli romanı sizi kendine hayran bırakacak. Aksiyon ve aşk yüklü bir gemi yolculuğuna biletiniz var. Keyfini çıkarın!
Romantic Times

Linda Howardın yepyeni ve en heyecan dolu romanı.
Entertainment Weekly

Muhteşem karakter gelişimi, sürükleyici bir hikâye, keyifli diyaloglar ve aşkın içine düşmüş bir kadın... İşçi sınıfından gelme milyoner Jenner'ın tepeden tırnağa değişen yaşamına şahitlik etmek sandığınızdan çok daha keyifli olacak.
Publishers Weekly


17 Nisan 2013 Çarşamba

Haruki Murakami


(Japonca: 村上春樹) 12 Ocak 1949 yılında Japonya'nın Kyoto kentinde dünyaya geldi. Babası bir Budist din adamı olan Haruki gençliğinin büyük bir bölümünü Kobe'de geçirdi. Üniversite öğrenimini Tokyo’daki Vaseda Üniversitesi'nde tamamlayıp 1975’te mezun oldu. 1986 - 1995 yılları arasında ülkesinden uzakta Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşadı. Yazarın ilk kitabı olan “Kaze no uta o kike” Gunzou Edebiyat Ödülü'nü aldı (1979). Bu eseri takiben yazar “Hitsuci o meguru Booken” (1982) isimli romanını yazdı. Yazar bu eseriyle de Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülünü aldı. Ödül alan iki kitaptan sonra “Sekai no ovari to haado boirudo” (1985) geldi ve bu kitap da Tanizaki Ödülü’nü kazandı. Fakat yazarı dünyaya tanıtan ve kendinden söz ettiren kitabı tam 16 dile çevrilmiş olan “İmkânsızın Şarkısı (Norvei no Mori)” (1987) olmuştur. 1995’te yayımlanan “Zemberekkuşu'nun Güncesi” kitabı ile ertesi yıl da Yomiuri Edebiyat Ödülünü kazandı. Haruki günümüzde Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalmaktadır. Fakat yine de Japonya’nın XX. yüzyıldaki en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilir. Haruki Murakami'nin yeni romanı 12 Nisan 2013 de Japonya'da piyasaya çıkacak. İlk etapta Japonca yayımlanacak olan ve Türkçeye “Renksiz Tasaki Tsukuru ve Hac Yolculuğundaki Bir Yılı” adıyla çevrilebilecek roman daha okuyucuyla buluşmadan günler önce online rezervasyon ile bestseller listesine girmiştir.

Yazarın Türkiye'de yayınlanmış eserleri:

İmkansızın Şarkısı                                                    Ekim / 2004
Zemberekkuşunun Güncesi                                    Haziran / 2005
Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında                    Temmuz / 2007
Yaban Koyunun İzinde                                            Ekim / 2008
Sahilde Kafka                                                            Ekim / 2009
Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu   Ocak / 2011
1Q84                                                                          Nisan / 2012

SINIRIN GÜNEYİNDE, GÜNEŞİN BATISINDA

HARUKİ MURAKAMİ - DOĞAN KİTAP

www.kitapyurdu.com'dan satın al


Bugün sizlere Nobel'e aday olan yazarın bir kitabını anlatmak istiyorum.

Hajime ile Şimamoto'nun çocukluk yıllarından, orta yaşlara gelinceye kadarki yaşantılarını, takıntılarını, çelişkilerini Hajime'nin ağzından anlatıyor.

Okul yıllarından beri birlikte büyüyen Hajime ve Şimamoto, yaşam şartları nedeniyle ayrılmak zorunda kalırlar. Hajime bu sürede Tokyo'nun zengin bir semtinde eşi ve iki kızıyla birlikte yaşamaktadır. 2 tane gece kulübüne sahiptir. Dışarıdan bakıldığında mükemmel gibi görünen bir hayatı vardır. Ancak Hajime orta yaşlara doğru hayatında bir boşluk hissetmektedir ve bu boşluğu bir türlü dolduramamaktadır. Ta ki tesadüfen Şimamoto'yla karşılaşana kadar. Karşılaştıkları andan itibaren onu düşünmeden bir dakikasını bile geçiremez. Ama Şimamoto'da bir türlü çözemediği gizemler vardır. Nedensiz ortadan kayboluyor ve hiç beklenmedik bir anda yeniden ortaya çıkıyordur. Bu gel-gitler arasında Hajime iyice çıkmaza girer.

Yazarın dili, konuyu anlatış şekli ve Hajime'nin olayı aktarışı kesinlikle çok sürükleyici. Karakterle aranızda bir bağ kurmanızı sağlıyor ve sanki arkadaşınız size anlatıyor gibi geliyor.  Kitapta yaşanan yalnızlık duygusunun size yansıdığını hissediyorsunuz.

Japon edebiyatı okumak isteyenlere önereceğim ilk yazar mutlaka Haruki Murakami'dir.

ARKA KAPAK

Tokyonun varlıklı bir mahallesinde, sıradan ve sorunsuz gibi gözüken bir hayat süren Hajime, orta yaşlara geldiğinde yaşamını sorgulamaya başlar. Hayatı boyunca sahip olduklarından daha fazlasını istememiştir. Savaş sonrası yıllarda şansı yüzüne gülmüş, iyi bir evlilik yapmış ve iki kız çocuk sahibi olmuştur. Şehirde iki caz kulübünün sahibi olarak kıskanılacak bir kariyeri vardır. Yine de, hayatı ve kariyeriyle ilgili, rahatsız edici, sinsi bir yetersizlik duygusuna kapılmaktan kendini alamaz. İlk gençliğinde âşık olduğu, akıllı, ancak tuhaf bir yalnızlık duygusu uyandıran güzel Şimamotonun anısı, kalbini gölgelemektedir.
Yağmurlu bir gecede, eskisinden çok daha güzel ve etkileyici görünen Şimamotonun tekrar karşısına çıkmasıyla, hayatı çok daha karmaşık bir hale gelir.

İnsanın, kaderi ve maddi dünya arasındaki gelgitlerini anlatan ve okuru kıskıvrak yakalayan bir eser. Akıllardan çıkmayacak.
The New York Observer

12 Nisan 2013 Cuma

Sylvıa Day

1973 Los Angeles doğumlu yazarımızın ABD’nin dört bir yanına, Japonya, Almanya, Hollanda, Fransa, Meksika, Jamaika ve İngiltere’ye gitmiş. İki çocuğu bulunan yazarın, New York Times çok satanlar listesinde haftalarca 1 numara olan kitapları vardır.
Sylvia Day’in kitapları Türkçe’nin de aralarında bulunduğu  38 dile çevrilmiştir. Kitapları pek çok uluslararası çok satanlar listesine girerken Sana Soyundum ve Sende Kendimi Buldum 2012 yılında en çok satan kitaplar arasında yer aldı.  Sylvia, Romance Writers of America’da başkanlık görevini yürütüyor.
'Sana Soyundum' yazarın 11'inci kitabı. "Crossfire" serisi şimdilik 3 kitaptan oluşuyor ve  4'üncü bir kitabı olup olmayacağı belli değil.

Romanları
  • Bad Boys Ahoy! (2006)
  • Ask For It (2006)
  • The Stranger I Married (2007)
  • Eve of Darkness (2009)
  • Eve of Destruction (2009)
  • Eve of Chaos (2009)
  • In the Flesh (2009)
  • Pride and Pleasure (2011)
  • Seven Years to Sin (2011)
  • A Touch of Crimson (2011)
  • Sana Soyundum (2012)
  • A Hunger So Wild (2012)
  • Sende Kendimi Buldum (2012)
  • Entwined with You (2013)
  • A Taste of Seduction (2013)

Ödülleri ve Adaylıkları

  • Romantik editörleri 'seçiminde Yılın 2012 Amazon'un en iyi kitapları ( Sana Soyundum)
  • 2012 Goodreads Seçimi Ödülü En İyi Goodreads Yazar Adayı
  • 2012 Goodreads Seçimi Ödülü En İyi Romantik Adayı ( Sana Soyundum)
  • 2010 Okuyucuların 'Taç Ödülü ( In the Flesh and Eve of Darkness)
  • 2009 Ulusal Okurları Ödülü ( In the Flesh )
  • 2009 Romantik Times Magazine Gözden 'Choice Ödülü Adayı (In the Flesh )
  • 2008 Ulusal Readers 'Choice Ödülü ( Heat of the Night)
  • 2008 Romantik Times Magazine Gözden 'Choice Ödülü ( Don't Tempt Me)
  • 2008 RITA Ödülü adayı (Mischief and the Marquess)
  • 2007 Romantik Times Magazine Gözden 'Choice Ödülü adayı ( Passion for the Game)
  • 2007 RITA Ödülü adayı (Her Mad Grace )

SANA SOYUNDUM

SYLVIA DAY - DOĞAN KİTAP

www.kitapyurdu.com'dan satın al

"Crossfire" serisinin ilk kitabı Sana Soyundum'u bitirdim sevgili takipçilerim. Daha önceden Elli Ton Serisi'ni okumuş biri olarak pek beğendimi söyleyemem. Çünkü Elli Ton'un taklidi gibi.

Kitabın aslında böyle taklit bir kitap olacağını tahmin etmiştim. Ancak yazarın bir röportajını okuyunca acaba dedim gerçekten farklı mı ve bu sebeple okumaya karar verdim. Ama tahminlerimde yanılmadığımı gördüm.

Aslında yazarın başka kitaplarıda mevcut ve NewYork Times Bestsellerde çok satanlarda yer almış bir yazar, neden böyle benzer bir kitap çıkardı insan biraz düşünüyor. Kitabın okuyucuya verdiği keyif, Elli Ton'un yanında solda sıfır kalıyor.

Yazar röportajında bu kitap için "Umursamazca yazılmış" ibaresini kullanmış. Gerçekten de öyle. Karakterler, maddi durumları, geçmiş hayatları, ilişkileri aynı Elli Ton. Kitapta yalnızca gerektiğinde Eva'nın tepkisi koyması eğlenceliydi.

Ama eğer siz daha önce Elli Ton'u okumadıysanız bunu beğenebilirsiniz. İsterseniz okuyup kararı kendiniz verin.

ARKA KAPAK

Ateşle oyna!

Sana Soyundum Amerikada haftalarca bestseller listelerinden inmeyen, tüm dünyada 38 ülkeye satılan Crossfire üçlemesinin ilk kitabıdır.

Sana ihtiyacım var, Gideon dedim soluk soluğa ve tahrik olduğu için şimdi daha da yoğunlaşmış olan kokusunu içime çektim. Sırf teninin baştan çıkarıcı kokusu yüzünden hafifçe sarhoş olduğumu düşündüm. Beni çıldırtıyorsun.

Bileklerimi bırakıp yüzümü avuçlarının arasına aldı ve dudaklarını dudaklarıma sertçe bastırdı. Pantolonuna uzanıp gizli fermuara ulaşabilmek için iki düğmeyi açtım.

New Yorkun en gözde bekârı, Cross Holdingin varisi Gideon Cross -namı diğer Bay Gizemli ve Tehlikeli- Eva'nın karşısına çıktığında genç kadının yapabileceği tek bir şey vardı: Tüm bedeni ve ruhuyla ona teslim olmak.

10 Nisan 2013 Çarşamba

BIÇAK SIRTI

TESS GERRİTSEN - MARTI YAYINLARI

www.kitapyurdu.com'dan satın al


Bir Tess Gerritsen hayranı olarak aslında bu kitap beni biraz şaşırttı. Bugüne kadar 7 tane kitabını okudum yazarın. Özellikle Cerrah serisi Rızzoli & Isles muhteşemdi. Bu kitapta güzel aslında; aşk, heyecan, gerilim gerçekten dozunda. Ama sanki Nora Roberts kitabı okuyormuşum gibi geldi. Aşk, romantizm bayağı fazla kullanılmış bu romanda.

Mesleğinin başında bulunan başarılı ve güzel doktor Kate girdiği ameliyatta sevdiği bir arkadaşını kaybeder. Üstelik herkes Kate'in hatası sebebi ile öldüğünü düşünür. Oysa müthiş planmış cinayetlerin bir piyonudur Kate ve öldürülecekler listesinde yer almaktadır.

Ameliyatta ölen arkadaşının ailesinin tuttuğu avukat David Ransom, kariyerini hata yapan doktorları yargılayarak kazanmıştır. Kate'i de yargılamak isterken, kendisini Kate'e aşık olmuş bulur.     

Bu kitapta ne kadar romantizm ön sırada yer alsada yine de okurken büyük haz veren Tess Gerritsen kitaplarından ve yazarın takipçilerinin kütüphanelerine eklemeleri gereken bir kitap diye düşünüyorum.

ARKA KAPAK

Hangisi daha korkunç?

Sevdiğiniz birini mi kaybetmek, yoksa uğruna her şeyden vazgeçmeye hazır olduğunuz hayallerinizi mi?

Mesleğinin henüz başlarında, genç bir doktor olmasına rağmen başarılarla dolu, kusursuz bir sicile sahip olan Kate, en son girdiği ameliyattan hem sevdiği bir insanı hem de gelecek hayallerini masada bırakarak çıkar. Sorunsuz olması beklenen ameliyat, anlaşılmaz bir şekilde tam bir kâbusa dönüşmüştür ve önce hastanın yakınları, sonra da hastane yönetimi bu kâbustan Kate'i sorumlu tutmaktadır. Öte yandan, bütün bunlardan habersiz ortaya çıkan bir katil, elinde bir liste, hastane personelini teker teker avlamaya başlar ve onu gören, elinden kurtulan tek insan olarak Kate bu listenin en tepesinde yer almaktadır.

Bütün oklar ona çevrilmişken, bütün deliller ve zaman onun aleyhine işlerken Kate, hem ensesinde nefesini hissettiği acımasız bir katilden kaçmak hem de kaybetmeye mahkum göründüğü bir davayı çözüme ulaştırmak zorundadır.

"Gerilim, macera ve tutkunun harika bir karışımı."
-Romantic Times-

"Tess Gerritsen hepimizin başucu yazarlarından biri."
-Stephen King-

"Gerritsen'in romanlarında bağımlılık yaratan bir şeyler var... Gözlerinizi sayfadan ayıramıyorsunuz; akıp gidiyor. Vakit gece yarısını geçip sabaha dönmesine, içinizin ürpermesine, tüylerinizin diken diken olmasına aldırmadan okuyorsunuz."
-Maine Sunday Telegram-

"Gerritsen hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir roman... Yeni okurların bu heyecanı keşfetmesi için iyi bir fırsat."
-Booklist-

"Sizi her zaman soluksuz bırakmayı başaran Tess Gerritsen'den muhteşem bir roman."
-The Philadelphia Inquirer-

"Gizemler ardına saklanmış, korkutucu ve çekişmeli bir mücadele."
-Kirkus-

Tess Gerritsen

Çin asıllı Dr. Tess Gerritsen 1953 yılında San Diego, Kaliforniya'da dünyaya geldi.  
Stanford Üniversitesi'nde antropoloji konusunda lisans yaptı, Kaliforniya Üniversitesi’nden de tıp diploması aldı. Stajını Hawaii’de tamamladıktan sonra, doğum iznine ayrıldığı sırada ilk romanı "Geceyarısından Sonra Gelen Telefon"u yazdı. Romantik gerilim olarak tanımlanan bu kitabı aynı türde sekiz roman daha izledi. New York Timesın en çok satan kitap olarak tanıttığı Hasat ile tıbbî gerilim romanları yazmaya başladı. Ondan sonra yazdığı her tıbbî gerilim romanı da çok satanlar listesinin müdavimleri arasında yerini aldı. Bıçak Sırtı, Gece Nöbeti, Kan Gölü, Yörünge, Çırak ve Cerrah bunlar arasında yer almaktadır. Tess Gerritsen yazmaya odaklanmak için dahiliye uzmanı olarak sürdürdüğü başarılı hekimlik kariyerini bıraktı. New York Times'ın en çok satanlar listesinde birinci sırada yer bulmuş ilk tıbbi gerilim romanı Hasat'la dünya çapında başarı kazandı. Yazar Maine'da yaşıyor.

Kitapları

Rizzoli/Isles Serisi
  • Cerrah - The Surgeon (2001)
  • Çırak - The Apprentice (2002)
  • Günahkar - The Sinner (2003)
  • İkiz Bedenler - Body Double (2004)
  • Siliniş - Vanish (2005)
  • Mefisto Kulübü - The Mephisto Club (2006)
  • Ruh Koleksiyoncusu - The Keepsake (2008)
  • "Buz Gibi soğuk" Ice Cold / The Killing Place (2010)
  • The Silent Girl (2011)
  • Last to Die
Diğerleri
  • Adventure's Mistress (1985)
  • Love's Masquerade (1986)
  • Büyük Takip - Call After Midnight (1987)
  • Bıçak Sırtı - Under the Knife (1990)
  • Whistleblower (1992)
  • Asla Arkana Bakma - Never Say Die (1992)
  • Presumed Guilty (1993) Masumiyetin İçin Savaş (Eylül 2012)
  • Peggy Sue Got Murdered (1994)
  • Thief of Hearts (1995)
  • In Their Footsteps (1995)
  • Hasat - Harvest (1996)
  • Gece Nöbeti - Life Support (1997)
  • Keeper of the Bride (1996)
  • Kan Gölü - Bloodstream (1998)
  • Yörünge - Gravity (1999)
  • Perfect Timing (2001)
  • Stolen (2007)
  • Kemik Bahçesi - The Bone Garden (2007)
  • Aşkın Şehveti (1991)
  • Geceyarısı Katili (2005)
Ödülleri
  • Cerrah romanı ile 2002 yılında RITA ödülü kazandı.
  • Vanish romanı ile 2006 yılında Edwards ve Macavity ödüllerine aday gösterildi.

4 Nisan 2013 Perşembe

ÖLÜM PATİKASI

TIM WEAVER - EPHESUS YAYINLARI

www.kitapyurdu.com'dan satın al

Sizlere yeni bitirdiğim Ölüm Patikası'ndan bahsetmek istiyorum. Aslında mesleği gazetecilik olan David Raker, artık mesleğini bırakmış kayıp insanları bulmak için çalışmaktadır. Megan Carver altı aydır kayıptır. Polis onu bulamamıştır. Aileside David'le anlaşmış, kızlarını bulmasını istemişlerdir. David tek başına tüm ipuçlarını muhteşem bir dikkatlilikle bulmuş ve sonuca yaklaşmaya başlamıştır ki, karşısında polis teşkilatını bulur.

Araştırmalar sırasında David'in karşısına 100 yıl önce asılmış bir seri katil olan Milton Sykes çıkar. Adım adım katile yaklaşırken aslında birbiriyle ilgisiz gibi duran konuların zincirin halkları olduğunu öğrenir. David bu durumda ne yapacağını çok iyi tespit ederek seri katilin kaçırıp mumyaladığı kadınların cesetlerine ulaşır.  

David araştırmaları sırasında şaşırtıcı bir sonuçla daha karşılaşıyor; Megan kaçırıldığında hamileymiş. Artık ya Megan'ı bulacak ya da katilin eline geçecektir.

Peki Megan'ı bulabilecek mi? Katil kim? Asılmış olan Milton Sykes ile konunun ilişkisi ne? Polis neden konuyu kapatmaya çalışıyor? İşte bu ve bunun gibi onlarca meraklı soru zihninizde dolaşacak.   

Bu kitap yazarın ikinci kitabı. İlk kitabı Paravan aslında serinin ilk kitabıymış. Seri derken sadece baş karakterimiz David Raker varmış ilk kitapta. Ben bu kitabın seri olduğunu bilmeden direk ikinci kitaptan başladım okumaya. Ama Paravan'ı en kısa sürede okuycam ve sizlere yazıcam. Heyecanlı ve sürekleyici polisiye macera kitabı okumayı sevenler için 1-2 günde bitebilecek güzellikte bir kitap. Beğenmemek mümkün değil..

ARKA KAPAK

Bir asır önce idam edilmiş azılı bir katili bugün görseniz ne yaparsınız ?

Londrada kaybolan ve bulunmayan genç kız ve kadınlar

Bir ormanda, yer altındaki korkunç bir galeride mumyalanmış cesetler

David Raker, altı aydır kayıp olan Meganı araştırdıkça, onun hakkında bildiği her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu fark eder. Kızın etrafındakiler ölmüştür.

Diğerleri konuşamayacak kadar korkmaktadır ve Megan ın sırrı, dedektifin hayatına mal olabilir.

Çok geçmeden, ipuçları onu şehrin kıyısındaki bir ormana yönlendirir.

Korkunç bir tarihe ev sahipliği yapan bir yer; bir zamanlar acımasız, sapkın bir seri katilin avlanma sahası.

Diğer adıyla, ölüm patikası.

Cehennemi tadacaksınız.
Guardian

Tım Weaver

Tım Weaver 1977 yılında doğmuştur. On sekiz yaşında okulu bıraktıktan sonra dergilerde yazmaya başladı.Sinema, spor, televizyon ve teknoloji konularında yazdığı yazılarla geliştirdiği başarılı bir kariyeri vardır. Evli ve bir çocuk babası olan yazar İngiltere'deki Bath kenti yakınlarında yaşamaktadır. 

Tim'in kitapları Sunday Times'de Bestseller  olmuş, Mart/2013'te İngiltere'de Kindle listelerinde 1. olmuştur. İngilizce olarak yayınlanmakta olan romanları ayrıca Almanca, Fransızca, İbranice, Rusça, Türkçe, Lehçe, Yunanca ve İtalyanca'ya çevrilmiştir.  

Paravan ve Ölüm Patikası adlı 2 kitabı bulunmaktadır. Yine David Raker'ın yer aldığı s
on kitabı "Never Comıng Back" 15 Ağustos'ta yurtdışında satışa çıkacaktır.

2 Nisan 2013 Salı

Hande Altaylı

1971 Yılında Edremit'te doğan yazarımız  Galatasaray Lisesi’nin bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi okudu. 12 yaşında bir kızı bulunan yazar, gazeteci Fatih Altaylı'nın eşi.
İlk romanı Aşka Şeytan Karışır, 2006 yılında yayımlandı ve o yılın en çok satan kitapları arasında yer aldı.
İkinci romanı Maraz, 2009 yılında okuyucuyla buluştu. Üçüncü romanı Kahperengi 2012 yılı Nisan ayında Doğan Kitaptan yayımlandı.

Yazar Kahperengi'yi nerede yazdığını şöyle anlatıyor: Sürekli aynı yerde çalışmayı sevmiyorum. Mekan değiştirmek zihnimi açıyor. ‘Kahperengi’yi yazmaya başlarken kendimi Bankalar Caddesi’nde bir hana attım ve bir ay orada kaldım. İyi geldi.

KAHPERENGİ

HANDE ALTAYLI - DOĞAN KİTAP

www.kitapyurdu.com'dan satın al

Hande Altaylı'yla tanışmamı sağlayan kitaptır. O kadar sıcak, o kadar içten bir hikayeyle karşılaşıyorsunuz ki, kitap bittiğinde sanki arkadaşınızı kaybetmiş gibi oluyorsunuz. 

Yaslıhan'da küçük bir kasabada annesi, babası, abisi ve kızkardeşi ile yaşayan Narin ve 12 yaşından beri sevdiği Fırat'ın hikayesi. 

Narin devamlı babasından dayak yiyerek büyümüş, okuma arzusu ile yanan genç bir kız. Kasabalının desteğiyle okumaya çalışıyor. Babası aslında başkasını seviyorken, zorla annesi ile evlendiriliyor ve bunun hıncını çocuklarından ve özellikle Narin'den çıkarıyor.  

Narin üniversiteyi okumak için kasabadan İstanbul'a kaçıyor. Böylelikle hem ailesinin hem de Fırat'ın izini kaybediyor. Taa ki aradan geçen onca yıldan sonra avukat olan Narin en yakın arkadaşı Deniz'in evinde verdiği partide, Deniz'in kızkardeşinin erkek arkadaşı olan Fırat'la karşılaşıncaya dek. Narin'in dünyası alt üst oluyor, geçmişe bir sünger çektiğini düşünen, fakat Fırat'la karşılaşınca yeniden kendini onun aşkına kaptıran ve bunun için kendinle mücadele eden biri haline geliyor. 

Narin ve Fırat'ın hikayesini, Narin'in ailesinin başına gelenleri nefesinizi tutarak okuyacağınız, içimizden birinin sıcacık hikayesi.   

Özel bir televizyon kanalında "Merhamet" adıyla dizisi yayınlanmaya başladı. Gerçi dizinin adını pek bağdaştıramadım ama kitabı bu kadar beğendikten sonra dizisinin de sıkı bir takipçisi oldum. Eğer sizde kitabı okuduysanız ya da okumayı düşünüyorsanız dizisini de takip etmenizi öneririm.

ARKA KAPAK

Romanları yayımlandığında en çok satanlar listesinden aylarca inmeyen Hande Altaylı'dan yaşamın içinden, samimi ve sarsıcı yeni bir roman.

O sabah yatakta gözlerini açtığında ise kendini iyi hissetmiyordu. Bir gece önce Fırat'ı görmek dengesini altüst etmişti. Geçmişin asla sandığımız kadar uzakta kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmek, yeteri kadar uzağa gidemediği kaygısını doğuruyordu. Yoksa yıllar geçtikçe güçleneceğine, zayıflıyor muydu insan? Olgunlaşacağına koflaşıyor, dayanıklılığını yitiriyor muydu? Öğreneceğine unutuyor, bildiklerinden şüpheye mi düşüyordu? Geride bıraktığı onca şeyden ve onca yıldan sonra böyle yaprak gibi titremek, kendini başa dönmüş gibi hissetmesine yol açıyordu. Yürümüş, yürümüş ama hiçbir yere gidememişti. Belki de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin anlamına geliyordu.

Küçük bir Anadolu kasabasından İstanbul'un ışıklı gecelerine uzanan bir yolculuğun hikâyesi. Sevginin değil, mecburiyetin birlikte tuttuğu bir ailede büyüyen Narin ilk kez âşık olduğunda yolların nihayet daha büyük yollara bağlandığını, o büyük yolların da başka şehirlere, ülkelere kavuştuğunu anlar. Ve biri gittiğinde arkasında bir yol bıraktığını. Ama o yolların nefrete, ihanete de açıldığını anlaması için aradan yılların geçmesi, dostlukların sınanması, kaybedilenlerin bulunması gerekecektir.